O günden beri bir baba, her sabah aynı umutla uyanıyor: “Kızımın ölüm sebebi aydınlatılsın.”
Ama bu ülkede bir baba adalet ararken, önce sessiz duvarlara, sonra da sağır kulaklara çarpıyor.
Adli tıp raporları her gün farklı yorumlanıyor, haberler birbiriyle çelişiyor, kamuoyu ise giderek yoruluyor.
Ve nihayetinde, Meclis’e verilen araştırma önergesi — MHP ve AKP oylarıyla reddediliyor.
O an içimde bir şey koptu.
Bir insan olarak utandım.
Bir kadın olarak utandım.
Bir anne olarak, bir kız evladı olarak utandım.
Bu ülkede bir genç kızın ölümü bile artık siyasi bir meseleye dönüşmüşse, adaletin terazisi çoktan eğrilmiş demektir.
Rojin’in babası, kızını okutmak için türlü zorluklara göğüs germiş bir emekçi.
Belki cebinde bir avukat tutacak parası yok, ama içinde dimdik duran bir vicdanı var.
O vicdanla gece gündüz mücadele ediyor, tek bir kelimeyle: “Adalet.”
Ama o kelime, bu topraklarda ne yazık ki giderek yankısını yitiriyor.
Bizler, ekran başında birkaç dakika üzülüp sonra hayatımıza devam ediyoruz.
Sosyal medyada bir paylaşım yapıp “#adalet” etiketiyle içimizi rahatlatıyoruz.
Oysa bir baba, evladının mezarına her gidişinde aynı soruyu soruyor:
“Benim kızım neden öldü?”
Ve o soruya hâlâ bir cevap yok.
Düşünün; bu ülkenin bir köşesinde bir baba kızını toprağa vermiş, adalet bekliyor.
Ama ülkenin en yüksek karar mercii, “araştırmaya gerek yok” diyor.
İşte bu, bir sistemin çürümesidir.
Çünkü bir ülke, evlatlarının ölümüne kayıtsız kaldığı gün çökmeye başlar.
Şunu artık hepimiz anlamalıyız:
Kadın cinayetleri münferit olaylar değildir.
Bu, toplumsal bir yara, sistematik bir adaletsizliktir.
Ve çözüm, sadece “üzülmekte” ya da “lanetlemekte” değil — etkin yasalarla, ağır cezalarla, kararlılıkla mümkündür.
Bir ülkenin onuru, adaletle ölçülür.
Adalet yoksa, ne ekonomi anlam taşır ne siyaset.
Rojin’in hikâyesi sadece bir kızın değil, bütün kadınların, bütün annelerin hikâyesidir.
O nedenle bu sessizliğin bir parçası olmamalıyız.
Bugün sustuklarımız, yarın bizi de susturacak.
O yüzden ses çıkaralım.
Bir kızın, bir babanın, bir ülkenin onuruna sahip çıkalım.
Çünkü adaletsizlik, bir ülkenin vicdanına vurulmuş en ağır darbedir.
Fatma Sahur
