10734,87%-1,14
41,68% 0,01
48,85% -0,24
5303,72% 1,82
8731,43% 1,66
Vergi idaresinin son yıllarda en çok önem verdiği alanlardan biri sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge (SMİYB) ile mücadele. Haklıdır da: Çünkü bu belgeler, hazineye doğrudan kayıp, dürüst mükellefe ise haksız rekabet yükü demektir. Ancak bu mücadelenin çok hassas bir boyutu var: uyumlu mükellefin ispat hakkı.
Türkiye’de on binlerce işletme, yıllardır düzenli beyanname veriyor, vergisini ödüyor ve idareyle şeffaf bir ilişki sürdürüyor. Ticari hayatın karmaşıklığında ise kimi zaman hiç farkında olmadan sahte belge düzenleyen bir firma ile işlem yapabiliyorlar. İşte sorun tam burada başlıyor: İnceleme süreçlerinde, çoğu zaman “belgeyi kullanan herkes aynı derecede sorumludur” anlayışı öne çıkıyor. Bu yaklaşım, kasıt olmadan bir ticari ilişki içinde bulunan uyumlu mükellefi, bilinçli sahtecilik yapanlarla aynı kefeye koyabiliyor.
Oysa hukuk devleti ilkesinin özü, kusurun şahsiliğidir. İdarenin de bunu gözetmesi gerekir. Bir mükellef ödeme belgelerini, taşıma irsaliyelerini, sözleşmeleri ve banka kayıtlarını ortaya koyduğunda, bu delillerin dikkate alınması artık bir hak değil, bir zorunluluk olmalıdır.
2025 yılı itibarıyla bu alanda çok kritik adımlar atılıyor:
1 Ekim 2025 uygulaması ile sahte belge kullanımında daha sert politikalar devreye alındı. “Bilmiyordum” savunması artık neredeyse istisnai hale geliyor.
KURGAN sistemi (Kuruluş Gözetimli Analiz Sistemi) ile elektronik ortamda risk analizleri yapılacak, yapay zekâ destekli sinyalleme mekanizmalarıyla mükellefler önceden izlenecek.
VUK 140/A değişikliği ile vergi incelemesi ve vergi suçu soruşturması süreçlerinin ayrılması gündemde. Bu da her dosyanın otomatik olarak adli boyuta taşınması ihtimalini gündeme getiriyor.
Teminat uygulamaları genişliyor. İdare, riskli görülen mükelleften ciddi tutarlarda teminat isteyebilecek.
Vergi Denetim Kurulu, artık “bilerek kullanma” unsurunu daha çok öne çıkarıyor; bu, uyumlu mükellef için hem risk hem de ispat şansı demek.
Bu gelişmeler, “artık uyumlu mükellef için savunma hazırlığı daha kritik hale geldi” mesajını veriyor.
Meslek mensupları için bugün en önemli görev, uyumlu mükellefin haklarını koruyacak iç denetim ve belge düzenini sağlamaktır. İşte pratik bir yol haritası:
1. Tedarikçi Analizi Yapın – Yeni iş ilişkisine girmeden önce potansiyel tedarikçiyi vergi borcu, beyanname geçmişi, ticaret sicil kayıtları üzerinden kontrol edin.
2. Sözleşme Kültürünü Geliştirin – Her mal ve hizmet alımı için yazılı sözleşme düzenleyin. Teslimat, ödeme ve yaptırımlar net olsun.
3. Belge Zincirini Tam Tutun – Ödeme dekontları, irsaliyeler, nakliye belgeleri, sigorta poliçeleri, stok giriş-çıkış kayıtları eksiksiz dosyalanmalı.
4. İç Kontrolleri Güçlendirin – Çift onay sistemi, riskli tedarikçi etiketleri ve iç denetim raporları ile süreci güvence altına alın.
5. İzahat Hazırlayın – Olası bir incelemede kullanılmak üzere, kronolojik ve delile dayalı bir savunma dosyası hazır bulundurun.
6. Risk Sinyallerini İzleyin – KURGAN gibi sistemlerden gelecek uyarıları dikkate alın, gerekirse düzeltme beyannamesi verin.
7. Mevzuat Takibini Sürdürün – VUK, genel tebliğler, VDK açıklamaları sürekli izlenmeli. Günceli bilmeyen meslek mensubu, riskin doğrudan ortağı olur.
Sonuç olarak;
Sahte belgeyle mücadele elbette devletin en doğal hakkı. Ancak uyumlu mükellefin ispat hakkını göz ardı etmek, adalet duygusunu yaralar ve vergiye gönüllü uyumu zayıflatır. Bugün yapılması gereken, hem caydırıcılığı yüksek hem de hakkaniyetli bir sistem kurmaktır.
Unutmayalım: Vergi güvenliği, sadece sıkı denetimle değil, mükellefin adalet duygusunu besleyen uygulamalarla sağlanır.
Yağmur KÜPELİ/İstanbul/Siyasal Birikim