DSP ile ilkesel bağlarını koparmış olan Önder Aksakal ve diğer bazı parti yöneticilerinin onursuz girişimleri en nihayet bu kişileri geri dönülmez bir şekilde parti programını, tüzüğünü ve parti tarihini inkar ettikleri DSP düşmanlığı noktasına taşımıştır.
AKP listelerinden seçime gireceğini söyleyen birisinin derhal partiden ihraç edilmesi gerekir. Ancak, bu davranışlarının yaptırımsız kalması için parti organlarını kasıtlı olarak felce uğratan bu kişiler, kural tanımaz davranışlarıyla Merkez Disiplin Kurulu’nu işlevsiz hale getirerek tüzüğün işlemesini engellemişlerdir. Önder Aksakal ve avenesinin yaptığı bu son hülle sadece Demokratik Sol Parti’ye değil ülkemizde özlemini çektiğimiz ilkeli ve onurlu siyaset tarzına da büyük bir darbedir.
Bu kişilerin DSP aidiyetleri biçimsellikten öte bir anlam taşımamaktadır. Partinin Kurultaydan sonra en yetkili organı olan Parti Meclisi’nin kararının hilafına attıkları bu adım bir oldubitti ’den ibarettir.
Birkaç kişiden ibaret olan ikbal avcıları dışında kalan bütün DSP üyeleri ve demokratik solcular olarak bu kişileri ait oldukları yeni yuvaları ile baş başa bırakıyoruz.
Bütün demokratik sol camia duygu, düşünce ve davranış olarak 20 Yıllık kural tanımaz AKP ve tek adamın otoriter yönetiminin nihayete erdirilmesi konusunda cumhuriyetin ve cumhuriyetle ilgili tüm değerlerin koruyucusu ve kollayıcısı olan halkının yanındadır.
DSP, üyeleri ve tabanı ile parçası olduğu Laik, demokratik cumhuriyet sevdalısı halkının duygularını incitecek yönde oy kullanmayacaktır. DSP’nin üzerine karşı devrimcilerle işbirliği yaptığı yönündeki bir yaftanın asılmasına asla izin vermeyeceğiz.
DSP AKP’nin dostu müttefiki değil muarızıdır, çünkü:
1- AKP taşınmaza yatırımı azdırarak halkımızı depremde yerin altına gömen facianın taşlarını döşemiştir. DSP ise programında “taşınmaza yatırımı cazip olmaktan çıkartan” önlemler alan parti’dir.
2- AKP halkımızı piyasa ekonomisinin insafsızlığına terk eden bir anlayışı, DSP ise halkın geleceğinin Adam Smith’in her şeyi düzenleyen “gizli elinin” insafına terkedilemeyeceğini program hükmü olarak ortaya koyan bir anlayışı temsil eder.
3- AKP “Tek Adam rejimi” ile en açık ifadesini bulan antidemokratik siyasal tarzı, DSP ise “ DSP seçeneksiz değildir” diyerek ülkenin en demokratik siyasal anlayışını temsil eder.
4- AKP sağlık, eğitim gibi devlete ait olan faaliyetleri kamu varlıklarını kredi ve hibe gibi çeşitli yollarla aktardığı özel kişilere ve tarikat vakıflarına havale ederken, DSP; bu tür faaliyetlerin, hayırseverlikleri ile verdiklerinden daha fazlasını aflar, muafiyetler ve diğer başka yollarla kamusal fonlardan geri alan “hayırsever” vatandaşların hayırseverliğine bırakılamayacağına hükmeder.
5- 20 yıldır herkese eşit uzaklıkta olması gereken Başbakan, Cumhurbaşkanı sıfatlarını taşıyan tek adamın nobranlığı, hoyratlığı karşısında; Ecevit’in vatandaşlarını ötekileştirmeyen saygılı ve kibar tavrı da ayrıca bu taban tabana zıtlığın diğer bir göstergesidir.
Kaldı ki, kendisinden önceki hükümetlerin onlarca yıldır yığmış olduğu sorunları çözmek için ülke çıkarlarını parti çıkarlarından önde görerek, 2002’de kendisini yok etme pahasına gerekli önlemleri alan DSP ile, bu kararlar sonunda sağlamlaştırılan ekonomik yapı üzerinde 20 Yıldır her türlü sorumsuzluğu yapan AKP arasında anlaşma, oydaşma değil, kaçınılmaz olarak gündeme gelecek olan bir hesaplaşma vardır.
AKP ile de, DSP’yi karakterine zıt yönde ilerlemeye zorlayan sözde DSP’li Genel Başkan ve efradıyla hesabımız var ve bu hesabı mutlaka göreceğiz.
Mustafa Aslan
DSP İstanbul İl Eski Başkanı
