10638,19%1,63
41,97% 0,02
48,73% 0,04
5586,84% 0,36
9712,10% 0,00
3. Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Kongresi
HABER / NEZİR KARAYÜN / ADOM AJANS - Sağlık alanında dünyanın dikkatini çeken önemli bir etkinlik olan “3. Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Kongresi”, İstanbul’da Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi. Cumhurbaşkanlığı himayelerinde, Sağlık Bakanlığı ve USHAŞ organizasyonuyla düzenlenen kongreye, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) iş birliğiyle birçok ülkeden bilim insanı, sağlık profesyoneli ve uzman katıldı.
“DSÖ’DEN TÜRKİYE’YE TAM DESTEK”
DSÖ Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus, kongreye video mesajla katılarak Türkiye’nin bu alandaki liderliğini övdü. Dr. Tedros, Emine Erdoğan’ın geleneksel tıp vizyonunu takdirle karşıladığını belirtti ve Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’na Türkiye’nin geleneksel bilgi ile modern tıp uygulamalarını birleştirme çabasından dolayı teşekkür etti.
Türkiye’nin, Anadolu’nun zengin kültürel mirasından beslenen güçlü bir geleneksel tıp geçmişine sahip olduğunu vurgulayan Ghebreyesus, hacamat ve sülük tedavisi gibi yöntemlerin sertifikalandırılarak modern sağlık sistemine entegre edilmesini önemli bir adım olarak değerlendirdi.
“TÜRKİYE, BÖLGESEL MERKEZ OLUYOR”
Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, yaptığı konuşmada, DSÖ ile yürütülen görüşmeler sonucunda Türkiye’de Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp (GETAT) alanında bir DSÖ İşbirliği Merkezi kurulması için resmi sürecin başlatıldığını açıkladı.
Memişoğlu, bu adımın Türkiye’nin uluslararası alandaki rolünü güçlendireceğini belirterek, “Bu merkez Türkiye’yi, geleneksel ve tamamlayıcı tıp alanında bölgesel bir üs haline getirecek. Sağlık artık sadece hastalıkların tedavisi değil; bireyin, toplumun ve çevrenin bir bütün olarak korunması ve geliştirilmesidir.” dedi.
“LARVALARLA YARA TEDAVİSİNDE YENİ UMUT”
Kongrede dikkat çeken başlıklardan biri, İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Erdal Polat’ın sunduğu “Larva Debridman Tedavisi (LDT)” oldu.
Prof. Dr. Polat, bu yöntemin, ölü dokularla beslenen Lucilia sericata türü sineklerin larvaları ile yapıldığını belirtti. Larvaların, yara üzerindeki ölü dokuları eritip temizleyerek bölgeyi dezenfekte ettiğini ve yeni doku oluşumunu hızlandırdığını anlattı.
Bu yöntemin özellikle radyasyon, yanık, romatoid artrit, Behçet hastalığı, diyabet ve dolaşım bozukluklarına bağlı yaralarda etkili olduğunu ifade eden Polat, “Larvalar hem bakterileri yok eder hem de yaranın granülasyon sürecini hızlandırır. Böylece iyileşme süreci doğal ve etkili bir şekilde gerçekleşir.” dedi.
“BİLİMSEL SONUÇLAR UMUT VERİYOR”
Prof. Dr. Polat, merkezlerinde yapılan uygulamalarda, larva tedavisinin enfekte yaralarda bakteriyel yükü ciddi oranda azalttığını ve antibiyotik direncine karşı etkili sonuçlar verdiğini vurguladı.
Larvaların salgıladığı enzimlerin, E.coli, P.aeruginosa, MRSA, Streptokok gibi dirençli bakterileri yok ettiği, ayrıca yaradaki kötü koku ve ağrıyı azalttığı gözlendi. Tedavi sonrasında nekrotik dokunun büyük oranda temizlendiğini ve yaranın kısa sürede kapanmaya başladığını belirten Polat, “Bu yöntemle birçok hastada amputasyon riski ortadan kalktı.” ifadelerini kullandı.
“BÜTÜNCÜL SAĞLIK ANLAYIŞINA DOĞRU”
Bu adımlar, “Sağlıklı Türkiye Yüzyılı” vizyonunun da önemli bir parçası olarak görülüyor.